Yolda simitçi, sucu görmek kimilerine göre
çölde serapken benim gözümdeki değeri çok vahim. Zira E-5 ortasındaki bir
simitçi, simitçiden öte fırtına öncesi sessizlik adeta kara gün habercisi gibi.
Yani bir otobanın ortasında bir simitçi gördüysen o yoldan korkacaksın. Çünkü o
yolun ilerisinde uzun bir trafik vardır ve elbet bunun peşinden sucusu da
gelecektir, helvacısı da, bisküvicisi de, pudingçisi de :) Evet doğru, bu
bayram puding satanına bile rastladım, hem de ramazan bayramı arifesinde
sıcakta, oruçlu oruçlu :/ Bilmem ciroları ne olmuştur ama baya bir marketi
hatta market zincirini döşemişlerdi yollara.
Sıcağın altında "Otobanın bu kısmında
daha önce hiç durmamıştım" diye düşünürken 20 metrede bir bizi bekleyen
bir işportacı, durağan araçlar arasında mevcuttu. Biz "Acaba biri arabaya
dalmaya kalkar mı, aman kapıları kilitleyelim, aman nereye yaklaşıyorsa o camı
kapatalım!" konularıyla tedirgin bir şekilde kafamızı meşgul ederken
öndeki minibüsteki kadının bir başka otomobildeki bebeğe el sallayışıyla
değişti her şey. Aslına bakarsanız kimilerine göre baya da eğlenceli bir şeymiş
bu durmak, o an anladım :) Bunların dışında biz hangi şeride geçsek o şeridin
durmasını, bizim bu şanssızlığa isyanımızı, biz orada çaresizce o kadar zaman
beklerken emniyet şeridi ihlali yapan bazı akıllıları ve benim onların
plakalarıyla beraber çektiğim ispat fotoğraflarını hiiiiç saymıyorum bile.
Sayarsam canınız sıkılır sonra :) Her neyse şöyle böyle derken İstanbul-Sakarya
arasındaki 1 buçuk saatlik yolu bayram arifesinde acısıyla tatlısıyla 5 buçuk
saatte geçirmiş olduk, çok şükür :) Başka bir arifede görüşmek üzere...