{"Toplu" Taşıma} başlıklı yazımda
metrobüs konusunda ayrı bir yazı yazacağımdan
bahsetmiştim.
Ben ki metrobüsle günde 64 durak giden insan evladı, türlü
şeye tanıklık etmiş bir sabır abidesi olarak bu konuda bir şey yazmasam olmazdı
:) Önce bilmeyenler için metrobüsün nasıl bir şey olduğunu anlatayım. İsminden
yola çıkacak olursak “metro-büs”,
metro gibi trafiğe takılmadan akıp giden, ancak yer altında olmaması
nedeniyle de metrodan farklı, daha çok otobüse
benzeyen, kara yolunda onlar için ayrılmış özel yolu kullanan, yolcu
kapasitesinin üstünde yolcu taşıyan taşıt aracıdır. Benim mevzum daha çok bu araçlara
biniş, iniş vs. üzerine olacak. Nereden başlasam bilemiyorum o kadar çok trajikomik
olay var ki,
en güzeli madde madde ayırmak sanırım..
§ Biniş maceraları (!):
1) “İlk” durağa gelirsin, yorgunsundur, "Aman oturayım dinleneyim" dersin ve "garanti" oturabilmek için bir sonraki metrobüsü beklersin. Nitekim metrobüs gelir kapı açılır 100 metre engellide
koşarcasına engelleri geçip ilk boş yere oturursun. İçinden tebessüm etmek
gelir galibiyetin coşkusuyla, oturmanın verdiği dinlendirici ılık etkiye teslim
edersin kendini. Buraya kadar her şey son derece güzel gider ve metrobüsün
kalkması beklenirken içeri bir yaşlı bey/hanım girer. Yer veresin diye gözünün
içine öyle bir bakar ve üzerindeki çevre baskısı o kadar yoğundur ki bir yandan
vicdan bir yandan yorgunluk, gel de çık işin içinden. Eh be amcacım zaten ilk
durak bir sonrakini bekleseydin ya…
2) İlk
duraktan bineceksindir. Metrobüs gelir kapı açılır hurraa içeri dalınır. Sakın
ola ki takılıp da düşme, "ezilirsin". Metrobüs çeviklik ister,
arkadan itmelere karşı kaya gibi kas ister :)
3) Yine
ilk duraktan bineceksindir. “Hurraa” içeri dalım sırasında sakın ha bir şeyini
düşürmeyesin, yoksa asla bulamazsın. – Benim
şahit olduklarım bir ‘telefon’ düşmesi ve bir ‘akbil’ düşmesiydi.
Böyle bir
tavsiyede bulunduğuma göre düşürenlerin eşyalarına tekrar kavuşup
kavuşamadıklarını anlamışsınızdır. ;) –
4) Genellikle
Zincirlikuyu durağında çok karşılaştığım bir durumdur. İlk postada 4 boş
metrobüs yollarlar oturan oturur ayakta binmek isteyen biner, eğer sen uzağa
gideceğim oturayım diye bir sonraki durağı beklersen hataya düşersin. İlk posta
gider, ikinci posta 3 metrobüs şeklinde gelir. Yine binemez 3. metrobüsün olduğu
yöne doğru kayıp bir sonraki postayı beklersin bu sefer 4 metrobüs şeklinde
gelir. Bu tutarsızlık karşılığında şaşakalıp beklemeye devam edersin. Yolcu
indiren metrobüslerin de sayısı arttıkça senin gibi masumca aktarmasını yapmak
isteyenler kısa zaman diliminde yığılır, birikir ama yetkililer orada duran boş
metrobüsleri insanların sabırları taşıp da birbirlerini ezene kadar ısrarla
yollamazlar, ne acı.
§ Metrobüste seyahat maceraları
(!):
1) Ara
duraklardan birinde metrobüse binersin. Balık istifidir durum. Sonra birden
oturan kişi yerinden kalkar, inecektir ve sen uçmaya hevesli bir kuş gibi
heyecanlanarak o yere doğru hamle yaparsın, tecrübeliysen yeri kaparsın.
Sevinçlisindir, ta ki güneşin yakıcı gülümsemesini fark edene dek. Sabır.. :)
2) Ara duraklardan
birinde binersin. İçerisi o kadar sıkışıktır ki güç bela sizi de aralarına
alabilirler. Siz tam tutunmaya bir dal bulmuşken bir sonraki durakta binmeye
çalışan bir abi der: "Aralarda yer var görüyorum, ilerleyin biraz". O
da haklı o arayı rahatça doldurabilirdik ama belki birer “koala” olsaydık.
Abicim
o arada tutunacak yer olsa zaten "o ara" olmazdı. Sabır! :) – Tabi bazen ‘gerçekten’ boş olduğu halde hala
kapıda toplanıldığına da şahit olmuşluğum var, anladığım kadarıyla bu kişiler
ya durağım kaçar korkusuyla bu sıkışıklığa razı olanlar ya yerim rahat aman hiç
de kayamam diyenler ya da bazıları da kötü niyetli şahıslar. –
§ Metrobüsten iniş maceraları (!):
İnmeden
bir durak önce kapıdan insanlar akın akın içeri girer bazen, işte bu durum çok
vahim.
Nasıl olur da o kapıya yaklaşacaksındır. Ama yine bir umut yaklaşmaya çalışırsın,
baktın durağı kaçırıyorsun bir sonraki durakta inip karşı istikametteki
metrobüse biner bozuntuya vermeden yoluna devam edersin :) – Tabi biniş ve iniş
yerleri aynı olan bir durak ise –
KISACASI; Metrobüs sabır ister, çeviklik
ister, pratiklik ister. İnişi de binişi de seyahati de zordur ama trafik derdi
olmadığı için çok tercih edilir, ne yazık ki kapasitesinin üstünde yolcu taşır.
Yetkililerden ricam “metrobüs sayısının artırılması”, belki böylece bir nebze
olsun rahatlık sağlanabilir. Bu kıdemli yolcuya kulak verin ya da gözlemleyin siz de bunları fark edeceksiniz.
Hiç yorum yok:
Yorumunu paylaşmak istersen aşağıdaki kutucuk seni bekliyor !