15 Eylül, 2012

{ Çift Kanatlıgillerden Tanıdık Bir İsim: Sivrisinek! }

  “Sivrisineklerin ne yapmak istediklerini şu yaşımda bile hala çözebilmiş değilim. Gelip sessizce işlerini halledip gitseler neyse ama kulak etrafında dolaşıp vızıldamak da ne oluyor. Yanlış yoldasın cancağızım, sen böyle yaparsan hem senin için hem de benim için kötü olur. Tatlı uykumdan uyanıp inat eder seni bulur, öldürürüm.” diye tehditler savurmak istesem de onları da anlamaya çalışmak ve yargısız infaz yapmış olmamak adına haklarında ufak bir araştırma yaptım.
 
Araştırmalarım sonucunda öğrendim ki sivrisineklerden erkek olanları kan emmezmiş, hatta bitki ve meyve sularıyla beslenirlermiş. Tıpkı bizden biri gibi :) Kanımızı emenlerse dişi olanlarıymış ve kendilerince gayet mantıklı sebepleri var; hem beslenmek hem de üremek için ihtiyaç duyarlarmış. Isırmadan önce en uygun kılcal damarı tespit etmelerinden de ne kadar akıllı olduklarını anlıyoruz :) Bu dişi sivrisinekler ısırırken bir sıvı akıtırlarmış ve bu sıvı kanımızın pıhtılaşmasını, aynı zamanda deriyi uyuşturarak ısırılma esnasında acı duymamamızı sağlarmış. Buraya kadar sivrisineklere karşı bir sempati duymaya başlamış olabilirsiniz.
 
 
Gelin şimdi bir de bizim gözümüzden bakalım.

Sivrisinek ısırdıktan sonra rahatsız edici bir kaşıntı hissederiz. Bu durum bizim canımızı yakmadan ısırmalarını sağlayan sıvıdan dolayıdır ve yavaş yavaş acısı çıkmaya başlamıştır. Kızarır, şişer. Bizi ayakta uyutmuşlardır ah vah ederiz ama nafiledir.
 
 
Keşke her şey bu kadar olsa. Taşıdıkları hastalıklar da cabası. Ki bir araştırmaya göre her yıl 2 milyon kişi onlar yüzünden hayatını kaybediyormuş. Elbette ki her canlının bir var olma sebebi ve ekolojik denge için büyük bir önemi vardır. Ancak bu yaratıkların öyle ince ve narin durduklarına bakmayıp kendimizi korumakta yarar, çok evham yapmamakta da fayda var ;)
 

Hiç yorum yok:

Yorumunu paylaşmak istersen aşağıdaki kutucuk seni bekliyor !